
L-sistein adlı amino asitin N-asetillenmiş türevi olan asetilistein, aynı zamanda L-sisteinin ön ilacıdır. N-asetilsistein (NAC), öncelikle antioksidan üretimindeki rolü nedeniyle önemlidir.
Bağışıklık sistemini kontrol altında tutmaya yardımcı olan güçlü bir antioksidan olan glutatyon oluşturmak için glutamin ve glisin amino asitleriyle bağ kurar.
Glutatyon; glisin, sistein ve glutamik asit amino asitlerinden yapılan bir maddedir. Karaciğer tarafından üretilir. Hücreleri; serbest radikaller, peroksitler ve ağır metaller gibi reaktif oksijen türlerinin toksik etkilerinden koruyan bir antioksidandır.
Antioksidan özellikleri, kalp hastalığı, kısırlık ve bazı psikiyatrik durumlar gibi oksidatif stresin neden olduğu diğer birçok rahatsızlıkla mücadele için de önemlidir (1).
Sistein amino asiti hem vücutta az miktarda doğal olarak üretilir hem de hayvansal ve bitki bazlı gıdalardan elde edilir. Bu nedenle, sistein yarı esansiyel bir amino asit olarak kabul edilir.
İçindekiler
N-Asetilsistein ne için kullanılır?
N-asetilsistein, glutatyon üretimini artırabilir. Bu sayede hücre bütünlüğünü koruyarak kanser ve kalp hastalığı gibi rahatsızlıklara karşı koruyucu olabilir. Ayrıca bazı hastalıklarda iyileşmeyi hızlandırabilir.
- Antioksidan ve balgam söktürücü kapasitesi sayesinde, iltihabı azaltarak ve mukusu parçalayarak akciğer fonksiyonunu iyileştirebilir.
- Bağışıklık sisteminin sağlıklı şekilde çalışması ve hücresel hasarla mücadele için gereklidir.
N-asetilsisteinin, aşağıdakiler de dahil olmak üzere, birçok sağlık sorununu önleme veya tedavi etme potansiyeline sahip olduğu iddia edilmektedir:
- Alerjik rinit (saman nezlesi)
- Alzheimer hastalığı
- Akciğer kanseri
- Bipolar bozukluk
- Bronşit
- Erken doğum veya düşük
- Hepatit
- HIV
- Kalp hastalıkları
- Kararsız angina
- Karbondioksit zehirlenmesi
- Kısırlık
- Kistik fibroz
- Kokain bağımlılığı
- Kolorektal kanser
- Konjonktivit
- Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)
- Kronik böbrek hastalığı
- Lupus
- Polikistik over sendromu (PCOS)
- Siroz
- Şizofreni
- Travma sonrası stres bozukluğu
- Üst solunum yolu enfeksiyonları
- Yüksek kolestorol
Bu iddialar fazla iddialıdır. En azından ilgili klinik araştırmaların olduğu iddialar bile, ya çalışmaların küçük çapta olması ya da kanıtların çoğu zaman aşırıya kaçan sonuçları desteklememesi nedeniyle genellikle tatmin edici değildir.
Bununla birlikte, ciddi bilimsel araştırmalarla N-asetilsistein takviyelerinin faydalarına bir göz atalım.
Bağışıklık sistemi
N-asetilsisteinin glutatyon seviyelerini artırma yeteneği, çeşitli hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
N-asetilsistein ve glutatyon eksikliği ile ilişkili belirli hastalıklar üzerine yapılan araştırmalar, bağışıklık fonksiyonunun iyileştirilebileceğini düşündürmektedir (2).
Bu, en çok insan immün yetmezlik virüsü (HIV) olan kişilerde incelenmiştir.
İki çalışmaya göre, N-asetilsistein takviyesi almak, doğal öldürücü hücrelerin (natural killer cells) neredeyse tamamen restorasyonu ile bağışıklık fonksiyonunda önemli bir iyileşme sağlandı (2, 3, 4).
Vücudunuzdaki yüksek N-asetilsistein seviyeleri HIV-1 üremesini baskılayabilir (5).
Bir test tüpü çalışmasına göre, grip gibi diğer bağışıklık sistemi baskılanmış durumlarda, N-asetilsistein; virüsün çoğalma yeteneğini engelleyebilir. Bu, potansiyel olarak hastalığın semptomlarını ve hastalık süresini azaltabilir (6).
Benzer şekilde, diğer test tüpü çalışmaları, N-asetilsisteini kanser hücresi ölümüyle ilişkilendirdi ve kanser hücresi replikasyonunu bloke ettiğini gösterdi (7, 8).
Yine de insanlar üzerinde daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, kanser tedavisi görüyorsanız, asetilsistein kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışın (9).
Akciğer hastalıkları
Çok sayıda çalışma, kronik bronşit ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan kişilerde N-asetilsistein takviyeinin faydalarını araştırdı.
13 çalışmayı ve KOAH’lı toplam 4.155 kişiyi değerlendiren bir 2015 analizi, günde 1.200 miligram (mg) N-asetilsisteinin, plaseboya kıyasla akciğer rahatsızlığı ataklarının (KOAH alevlenmesi) görülme sıklığını ve şiddetini azalttığı sonucuna varmıştır (10).
N-asetilsistein, bir antioksidan ve balgam söktürücüdür. Solunum yollarınızdaki mukusu gevşeterek ve balgamı azaltarak daha rahat nefes almanıza yardımcıdır.
Bir antioksidan olarak N-asetilsistein, ciğerlerinizdeki glutatyon seviyelerini yenilemeye yardımcı olur. Böylece, bronş tüplerinizdeki ve akciğer dokusundaki iltihabı azaltır.
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan kişilerde uzun süreli oksidatif hasar ve akciğer dokusunda iltihaplanma görülür. Bu da hava yollarının daralmasına neden olarak nefes darlığına ve öksürüğe neden olur.
N-asetilsistein takviyesi, KOAH semptomlarını, alevlenmeleri ve akciğer hasarını iyileştirmek için kullanılabilmektedir (11, 12).
Bir yıllık bir çalışmada, günde iki kez 600 mg N-asetilsistein almak, stabil KOAH’lı kişilerde akciğer fonksiyonunu ve semptomlarını önemli ölçüde iyileştirdi (13).
Kronik bronşiti olanlar da N-asetilsisteinden fayda görebilir.
Bronşit, akciğerlerinizin hava kanallarındaki mukoza yüzeyi iltihaplandığında, şiştiğinde ve akciğerlerinize giden hava yolları daraldığında ortaya çıkar.
N-asetilsistein, akciğerlerinizde hava kanallarındaki mukusu incelterek ve glutatyon seviyelerini artırarak hırıltı, öksürük ve solunum ataklarının şiddetini ve sıklığını azaltmaya yardımcı olabilir (14).
KOAH ve bronşiti hafifletmeye ek olarak N-asetilsistein; kistik fibroz, astım ve pulmoner fibroz gibi diğer akciğer ve solunum yolu rahatsızlıklarını ve ayrıca alerji veya enfeksiyonlara bağlı burun ve sinüs tıkanıklığı semptomlarını iyileştirebilir (15).
Diyabet
N-asetilsistein, yağ dokusundaki iltihabı azaltarak insülin direncini azaltabilir. Bu sayede kan şekeri seviyesinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.
Yüksek kan şekeri ve obezite, yağ dokusunda iltihaba katkıda bulunur. Bu durum, insülin reseptörlerinin hasar görmesine veya tahrip olmasına yol açabilir ve sizde tip 2 diyabet gelişme riskini arttırabilir (16).
İnsülin reseptörleri sağlıklı olduklarında kandaki şeker seviyesini uygun şekilde düşürür. Böylece kan şekeri seviyesini normal sınırda tutmaya yardım ederler.
Hayvan çalışmalarına göre N-asetilsistein (NAC), yağ hücrelerindeki iltihabı azaltarak kan şekerini stabilize edebilir. NAC, böylece insülin direncini daha iyi hale getirebilir (17, 18).
Bununla birlikte, kan şekeri kontrolü üzerindeki bu etkileri doğrulamak için insanlar üzerinde de araştırmalar yapılmalıdır.
Yüksek tansiyon
Kalp dokusundaki oksidatif hasar genellikle kalp hastalığına yol açar. Felç, kalp krizi ve diğer ciddi durumların gelişme riski artar.
N-asetilsisteinin genellikle kalp ve kardiyovasküler sistem üzerindeki oksidatif stresi azaltarak kalp hastalığı riskini azalttığı belirtilir (19).
Ayrıca damarların genişlemesine ve kan akışını iyileştirmesine yardımcı olan nitrik oksit üretimini arttırdığı da gösterilmiştir. Bu, kanın kalbe geri dönüşünü hızlandırır ve kalp krizi riskinizi azaltabilir (20).
İlginç bir şekilde, bir test tüpü çalışması, N-asetilsisteinin yeşil çay ile birleştirildiğinde, kalp hastalığına başka bir katkıda bulunan oksitlenmiş LDL (kötü) kolesterolün verdiği hasarı azalttığını gösterdi (21).
American Journal of Clinical Nutrition’da 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre, N-asetilsistein kandaki homosistein düzeylerini düşürür. Homosistein, yaygın olarak kırmızı et yiyerek elde edilen bir amino asittir. Yüksek homosistein seviyeleri kalp hastalığı, böbrek hastalığı ve hatta tekrarlayan düşükler için bağımsız bir risk faktörüdür (22).
Erkek doğurganlığı
N-Asetilsistein, hem fiziksel hem de genetik düzeyde sperm kalitesini arttırabilir. Oksidatif stresin hafifletilmesi varikosel ameliyatından sonra “daha sağlıklı” sperm ve daha yüksek doğurganlık ile ilişkili görünmektedir.
Bebek sahibi olmaya çalışan tüm çiftlerin yaklaşık %15’i kısırlıktan etkilenir. Bu vakaların yaklaşık yarısında erkek kısırlığı ana faktördür (23).
Üreme sisteminizdeki serbest radikal oluşumu arttığında veya serbest radikkallerle mücadele edecek antioksidan yetersizliğinde kısırlık riski artar. Oksidatif stres hücre ölümüne ve doğurganlığın azalmasına neden olabilir (23).
Bazı durumlarda, N-asetilsisteinin (NAC) erkek doğurganlığını iyileştirdiği gösterilmiştir.
Varikosel, erkeklerdeki kısırlığın nedenlerinden biridir. Serbest radikal hasarı nedeniyle skrotum içindeki damarlar genişleyip içlerinde kan hacmi arttığında kan sirkülasyonu azalır. Skrotum (testis) ihtiyaç duyduğu kanlanmayı yeteri kadar sağlayamaz. Varikosel tedavisi cerrahidir.
Bir çalışmada, varikoseli olan 35 erkeğe ameliyattan sonraki üç ay boyunca günde 600 mg N-asetilsistein verildi. Ameliyat ve N-asetilsistein takviyesi kombinasyonu, kontrol grubuna kıyasla semen kalitesini iyileştirdi ve gebelik oranını iyileştirdi (24).
Kısırlığı olan 468 erkekte yapılan bir başka çalışmada, 26 hafta boyunca 600 mg N-asetilsistein ve 200 mcg selenyum takviyesinin semen kalitesini iyileştirdiği bulundu (25).
Araştırmacılar, bu kombine takviyenin erkek kısırlığı için bir tedavi seçeneği olarak düşünülmesi gerektiğini öne sürdüler.
Polikistik Over Sendromu (PCOS)
N-Asetilsistein, yumurtlama döngüsünü indükleyerek veya artırarak polikistik over sendromlu kadınlarda doğurganlığı iyileştirebilir (26).
2015 yılında yapılan sistematik bir incelemeye göre, N-asetilsistein polikistik over sendromunun (PCOS) tedavisine yardımcı olabilir. Araştırmacılar, PCOS’lu toplam 910 kadınla yapılan sekiz çalışmayı değerlendirirken, N-asetilsisteinin plaseboya kıyasla ovulasyon ve gebelik oranlarını iyileştirdiğini buldular (27).
Bunun nedeni tam olarak açık değildir. Araştırmacılar, bulgulara rağmen, N-asetilsisteinin adet düzensizlikleri ve kilo alımı dahil olmak üzere PCOS’un diğer yaygın semptomlarını iyileştirmediğini belirtti.
Bipolar bozukluk
N-asetilsistein (NAC), beyninizdeki glutamat seviyelerini düzenleyerek çoklu psikiyatrik bozuklukların semptomlarını hafifletebilir ve bağımlılık davranışını azaltabilir.
NAC, beyninizdeki en önemli nörotransmitter olan glutamat seviyelerini düzenlemeye yardımcı olur (28).
Bu, bipolar bozukluk, şizofreni, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) ve bağımlılık gibi zihinsel ve davranışsal sağlık sorunlarına yardımcı olabileceği anlamına gelir (29, 30).
Bipolar hastalığı ve depresyonu olan kişiler için N-asetilsistein semptomları azaltmaya yardımcı olabilir. Üstelik, araştırmalar orta ila şiddetli obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde de rol oynayabileceğini öne sürüyor. (31, 32)
Benzer şekilde, bir hayvan çalışması, N-asetilsisteinin sosyal geri çekilme, ilgisizlik ve dikkat eksikliği gibi şizofreninin olumsuz etkilerini en aza indirebileceğine işaret ediyor (33).
N-asetilsistein takviyesi ayrıca yoksunluk semptomlarını azaltmaya ve kokain bağımlılarında nüksetmeyi önlemeye yardımcı olabilir (34, 35).
Ek olarak, bazı çalışmalar, N-asetilsisteinin esrar ve nikotin kullanımını ve arzuyu azaltabileceğini göstermektedir (36, 37).
Parasetamol zehirlenmesi
N-asetilsistein (NAC), vücudunuzu detoksifiye etmeye yardımcı olur. Böbrek ve karaciğer hasarını önlemek veya azaltmak için detoksifikasyona yardımcı olur. Üstelik, Parasetamol doz aşımını tedavi edebilir.
İlaçların ve çevresel toksinlerin yan etkilerini önlemeye yardımcı olabilir (38).
Aşırı dozda parasetamol alan kişilere böbrek ve karaciğer hasarını önlemek veya azaltmak için düzenli olarak intravenöz (IV) N-asetilsistein verilir. Bu hastane şartlarında uygulanabilen bir tedavidir (39).
NAC, antioksidan ve antienflamatuar faydaları nedeniyle diğer karaciğer hastalıkları için de tercih edilebilmektedir (40).
Beyin sağlığı
Bir beyin nörotransmitteri olan glutamat, çok çeşitli öğrenme, davranış ve hafıza eylemlerinde yer alırken, antioksidan olan glutatyon, beyin hücrelerinde oksidatif hasarın azaltılmasına yardımcı olur (41).
N-asetilsistein (NAC), güçlü bir antioksidan olan glutatyonu yenilemeye ve glutamatı düzenlemeye yardımcı olarak beyin ve hafıza rahatsızlıkları olanlara fayda sağlayabilir (39).
Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkları tedavi etme potansiyeline sahiptir.
Bir nörolojik bozukluk olan Alzheimer hastalığı, kişinin öğrenme yeteneğini ve hafıza kapasitesini zayıflatır. Hayvan çalışmaları, N-asetilsisteinin Alzheimer’lı kişilerde bilişsel yetenek kaybını yavaşlatabileceğini düşündürmektedir (39, 42).
Parkinson hastalığı ise, nörotransmitter olan dopamini üreten hücrelerin bozulması ile karakterizedir. Hem hücrelerde oksidatif hasar hem de antioksidan yeteneğinde azalma bu hastalığın gelişmesine katkıda bulunur.
N-asetilsistein takviyelerinin hem dopamin fonksiyonunu hem de titreme gibi hastalık semptomlarını iyileştirebilir (39).
Nasıl kullanılır?
N-asetilsistein gibi tek amino asit takviyeleri aç karnına alındığında en iyi sonuçu verir. Amino asitlerin emilimi, onları birlikte aldığınız yiyeceklerden ve diğer amino asitlerden etkilenebilir.
N-asetilsistein takviyeleri, oda sıcaklığında serin ve kuru bir odada saklanabilir. Süresi dolmuş, rengi bozulmuş veya bozulma belirtileri gösteren takviyeleri atın, onları kullanmayın.
Ne kadar kullanılır?
Sistein amino asiti insan vücudunda az miktarda da olsa üretilebilmektedir. Bu nedenle özellikle sistein açısından zengin besinleri yeme gibi bir gereklilik yoktur.
Vücudunuzun bir amino asit olan sisteini üretebilmesi için yeterli miktarda B6 vitamini, folik asit (B9) ve B12 vitaminine ihtiyacı vardır. Bu B vitaminleri; karaciğer, yumurta, fasulye, mercimek, ıspanak, muz, somon ve ton balığında bolca bulunur. Ayrıca yeşil yapraklı yeşillikler folik asit açısından zengindir.
Protein açısından zengin gıdaların çoğu zaten sistein aminoasitini de içerir:
- Tavuk ve hindi gibi kümes hayvanları
- Yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri
- Yumurta
- Baklagiller
- Kırmızı biber
- Sarımsak
- Soğan
- Brokoli
- Brüksel lahanası
- Yulaf
- Buğday tohumu
- Ayçiçeği çekirdeği
N-asetilsistein (NAC) alımını arttırmak için takviye almak isterseniz, NAC’in iyi emilmediğini bilmelisiniz. NAC oral bir takviye olarak düşük biyoyararlanıma sahiptir. Bu nedenle önerilen günlük n-asetilsistein dozu 600-1.800 mg’dır (43, 44).
N-asetilsistein doğrudan damar içine (IV olarak) uygulanabilir veya ağızdan, aerosol sprey olarak veya sıvı veya toz halinde alınabilir.
Gebelik
N-asetilsistein genellikle gebelik ve emzirme döneminde kullanılması güvenli kabul edilir.
Asetilsistein gebelik kategorisi: B‘dir (45). Bu şu anlamlara gelir:
- İlacın hamile hayvanlarda yapılan çalışmaları fetüs için risk göstermemiştir.
- İlacın fetüs için bir risk oluşturup oluşturmadığını görmek için hamile insanlarda yapılmış yeterli çalışma yoktur.
N-asetilsisteinin sizin için risklerini ve faydalarını ve takviyeye gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını tam olarak anlamak için kadın hastalıkları ve doğum doktorunuza danışın.
Emzirme
Asetilsistein anne sütüne geçebilir. Bu, emzirilen bir çocukta yan etkilere neden olabilir. Bebek emziriyorsanız doktorunuza danışın. Emzirmeyi bırakmaya veya bu ilacı almayı bırakmaya karar vermeniz gerekebilir.
Yan Etkiler
N-asetilsistein, uygun şekilde kullanıldığında güvenli ve iyi tolere edilir olarak kabul edilir. Bir doktor reçetesine göre kullanıldığında genellikle yetişkinlerde yan etki oluşturması beklenmez.
Yüksek dozlarda kullanıldığında ise N-asetilsistein bulantı, kusma, ishal veya kabızlık gibi yan etkilere neden olabilir (46).
N-asetilsistein inhaler formunda alındığın ağızda şişme, burun akıntısı, uyuşukluk ve göğüste sıkışmaya neden olabilir (47). İnhaler ilaçlar solunarak ciğere çekilen ilaçlardır.
Ağızdan alınan N-asetilsisteine karşı gelişebilecek alerjiler hafif olma eğilimindedir. Ancak burun akıntısı, hapşırma ve burun tıkanıklığına neden olabilir.
Semptomlar devam ederse veya kötüleşirseniz veya kızarıklık veya baş dönmesi yaşarsanız bir sağlık uzmanına danışın.
Ciddi alerjik reaksiyon
N-asetilsisteine karşı alerjik reaksiyon gelişme ihtimali nadirdir. Alerji riski infüzyon uygulamalarında en yüksektir.
Nadiren, doğrudan damar içine uygulanan bir n-asetilsistein infüzyonu, hayatı tehdit eden bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye neden olabilir.
Zaman kaybetmeden acil doktora başvurmanız gereken durumlar:
– Kaşıntılı, kırmızı, şişmiş, kabarmış veya soyulmuş bir cilt görünümü
– Hırıltılı nefes alma
– Göğüste veya boğazda sıkışma hissi
– Nefes almakta veya konuşmakta zorluk
– Ağzınız, yüzünüz, dudaklarınız, diliniz veya boğazınızda şişme başlarsa
Bu belirtilere sahipseniz, ciddi bir alerjik reaksiyonunuz olabilir ve hastanede derhal tedaviye ihtiyaç duyabilirsiniz.
Uyarılar
N-asetilsisteinin bilinen birkaç ilaç etkileşimi vardır. Anjina tedavisinde kullanılan nitrogliserin ve izosorbid dinitratın etkilerini yoğunlaştırarak baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik veya bayılma gibi semptomlara neden olabilir.
N-asetilsistein kanın pıhtılaşmasını yavaşlatabilir. Bu nedenle hemofili veya Von Willebrand hastalığı gibi kanama bozuklukları olan kişilerde kullanılmamalıdır.
Böbrek hastalığı olan kişilerde dikkatli olunmalıdır. Metabolize N-asetilsisteinin böbrekler yoluyla atılır ve böbrek hastalığı olmayan kişilerde bile nadir durumlarda böbrek taşlarına neden olduğu bilinmektedir.