
Tip 2 diyabet, vücudunuzun insülini doğru şekilde kullanmasını engelleyen yaşam boyu süren bir hastalıktır. Tip 2 diyabeti olan kişiler insülin direncine sahiptir. Tip 2 diyabet en yaygın diyabet çeşididir ve tüm diyabet hastalarının yaklaşık %90’ı tip 2 diyabet hastasıdır.
Tip 2 diyabet, bedenimiz için önemli bir enerji kaynağı olan şekeri (glikoz) metabolize etme biçimini etkileyen kronik bir durumdur.
İçindekiler
Giriş
Tip 2 diyabet gelişimi sıklıkla şu şekilde olur:
- Tüketilen kalorinin (şekerin) hareket, çalışma veya spor esnasında yeteri kadar harcanmaması, uzun süre boyunca kanda şeker miktarının yüksek kalmasına neden olur.
- Kandaki yüksek miktardaki şeker seviyesini düşürmek için vücut sürekli olarak yüksek miktarda insülin üretmek zorunda kalır.
- Kanda uzun süre yüksek seviyede bulunan insülin hormonuna karşı hücrelerde duyarsızlık gelişir.
- İnsüline karşı duyarsızlık geliştikçe vücut daha da fazla insülin üretme ihtiyacı duyar.
- İnsülin duyarsızlığı daha da derinleşir.
- Bu kısır döngü devam eder. Yüksek şeker > yüksek insülin > hücreler duyarsızlaşır > daha yüksek insülin > hücreler daha fazla duyarsızlaşır
Bu yaşam tarzı uzun yıllar devam ederse tip 2 diyabet gelişir.
Tip 2 Diyabet, modern ve tembel çağın getirdiği önemli bir hastalıktır. Genel olarak şu iki unsur üzerinde gelişir:
- çok fazla kalori (şeker) tüketilmesi
- hareketsizlik nedeniyle kalorinin (şekerin) tüketilememesi
Tip 2 diyabet gelişmesine neden olan başka unsurlarda vardır.
Tip 2 diyabet eskiden yetişkinlerde başlayan diyabet olarak biliniyordu. Ancak son zamanlarda çocuk yaşlarda dahi artan obezite nedeniyle genç yaşlardaki bireylerde ve çocuklarda da görülebilmektedir.
Tip 2 diyabetin önlenmesinde ve tedavisinde en önemli basamak daha az şeker (daha az kalori) tüketmek ve daha çok hareket etmektir. Eğer şeker tüketimini azaltmak (kalori kısıtlamak) ve egzersiz yapmak tip 2 diyabeti düzeltmeye yetmiyorsa diyabet ilaçları veya insülin hormonu kullanılabilir.
Belirtiler
Tip 2 diyabet gelişmesi uzun sürer ve hastalık sessizce ilerler. Uzun süre fazla kalori ile beslenmek ve uzun süre hareketsiz yaşamak gerekir. Birçok hareketsiz yaşayan obez insan başlangıçta tip 2 diyabeti olduğunun farkında bile olmayabilir.
Tip 2 diyabet belirtileri onları farkedemeyeceğiniz kadar hafif seyredebilir. İşte tip 2 diyabetin belirtileri:
- Çok miktarda (sık sık) idrara çıkma
- Çok su içme, çok susama
- Çok yemek yeme, iştahsızlık
- Aşırı açlık
- Ağız kuruluğu
- Halsizlik, çabuk yorulma
- Bulanık görme
- Kaşıntı
- Gece idrara çıkma
- Tekrarlanan mantar infeksiyonları
- Cilt yaralarının geç iyileşmesi
- İnatçı infeksiyonlar (Diş eti veya cilt enfeksiyonları ve vajinal enfeksiyonlar gibi sık görülen enfeksiyonlar)
- İdrarda ketonların varlığı (ketonlar, yeterli insülin olmadığında ortaya çıkan kas ve yağ parçalanmasının bir yan ürünüdür)
- Açıklanamayan kilo kaybı
Nedenler
Tip 2 diyabet, vücut insüline dirençli olduğunda veya pankreas yeterli insülin üretemediğinde gelişir. Bu iki olasılığın neden gerçekleştiği tam olarak bilinmemektedir, ancak aşırı kilolu olmak ve hareketsiz yaşamak ile genetik ve çevresel faktörler tip 2 diyabet gelişmesini tetiklemektedir.
İnsülin hormonu nasıl çalışır
İnsülin, midenin arkasında ve altında bulunan pankreas bezinden üretilen bir hormondur.
- Pankreas, insülini kan dolaşımına salgılar.
- İnsülin kanda dolaşarak, kandaki şekerin hücrelere girmesini sağlar.
- İnsülin sayesinde kandaki şeker miktarı azalır.
- Kandaki şeker miktarı azaldıkça, pankreastan insülin salgılanması da azalır.
Glikozun rolü
Bir şeker olan glikoz, kasları ve diğer tüm organ ve dokuları oluşturan hücreler için gereken ana enerji kaynağıdır.
- Glikoz iki ana kaynaktan gelir:
- Yenilen besinlerden elde edilir, bağırsaktan kana geçer
- İhtiyaç halinde karaciğer üretebilir, karaciğerden kana geçer
- Kandaki glikoz (şeker), insülin sayesinde kandan hücrelere geçer
- Karaciğer glikoz üretebildiği gibi fazla glikozu depolayabilir de.
- Kanda glikoz seviyeleriniz düşük olduğunda, örneğin bir süre yemek yemediğinizde, karaciğer, glikoz seviyenizi normal seviyede tutmak için depolanmış glikojeni glikoza dönüştürür.
Tip 2 diyabette bu süreç olması gerektiği gibi çalışmaz. Fazla şeker, hücrelere geçmek yerine kanda kalır. Kan şekeri seviyesi yükselir. Kan şekeri seviyesi arttıkça, pankreastaki insülin üreten beta hücreleri daha fazla insülin üretmek zorunda kalır.
Bu durum uzun süre böyle devam ettiğinde eninde sonunda pankreastaki insülin üreten beta hücreleri bozulur ve vücudun taleplerini karşılayacak kadar insülin üretemez.
Toplumda çok çok daha az sıklıkta görülen tip 1 diyabette ise, bağışıklık sistemi yanlışlıkla beta hücrelerine saldırır. Bu nedenle insülin üretimi azılır veya tamamen durur.
Risk faktörleri
Tip 2 diyabet riskini arttıran faktörlerden bazıları:
- Kilo: Aşırı kilolu olmak tip 2 diyabet gelişmesine neden olan ana risk faktörüdür. Ancak, tip 2 diyabet hastası olmak için fazla kilolu olmak zorunda değilsiniz.
- Yağ dağılımı: Fazla kilolu ve yağlı olmak gibi yağların vücudun neresinde depolandığı da tip 2 diyabet riskini değiştirmektedir. Doğrudan karın bölgesinden yağlı olmak, yağın kollarda ve bacaklarda dağılmasından daha riskli bir durumdur. Diğer bir ifade ile aynı boy ve kilodaki iki kişiden göbeği daha büyük olan daha yüksek tip 2 diyabet hastalığı riskine sahiptir.
Aynı boy ve kilodaki insanlar arasında, bel çevresi 100 santimetreden fazla olan erkeklerde ve bel çevresi 90 santimetreden fazla olan kadınlarda tip 2 diyabet hastalığı gelişme riski daha fazladır.
- Hareketsizlik: Ne kadar az hareket ediyorsanız, gelecekte tip 2 hastası olma riskiniz o kadar yüksektir. Fiziksel aktiviteler kilonuzu kontrol etmenize yardımcı olur, glikozu enerji olarak kullanır ve hücrelerinizi insülin hormonuna karşı daha duyarlı hale getirir.
- Aile öyküsü: Ebeveynlerinizde veya kardeşinizde tip 2 diyabet varsa sizin de tip 2 diyabet hastası olma riskiniz artar.
- Irk: Nedeni henüz tam olarak anlaşılamamış olsada, bazı ırkların tip 2 diyabet hastalığına yakalanma riski daha yüksektir.
- Yaş: Tip 2 diyabet riski, yaşlandıkça, özellikle 45 yaşından sonra artar. Muhtemelen beslenmesine dikkat etmeyen ve spor yapmayan insanların bedenleri 45li yaşlarda daha hızlı yaşlanma sürecine giriyor. İlerleyen yaşlarda spor yapmak daha da güç hale geldiği için tip 2 diyabet riski de daha hızlı artıyor. Maalesef hareketsiz yaşayan obez gençlerde ve ergenlerde de tip 2 diyabet hastalığı sık görülüyor.
- Prediyabet: Prediyabet, kan şekeri seviyenizin normalden yüksek olduğu, ancak diyabet olarak sınıflandırılacak kadar yüksek olmadığı bir durumdur. Tedavi edilmediği takdirde, prediyabet genellikle tip 2 diyabete ilerler. (gizli şeker)
- Gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti): Hamileyken gestasyonel diyabet rahatsızlığına yakalandıysanız, maalesef, gebelik sonrası süreçte tip 2 diyabet hastası olma riskiniz artar. Ayrıca, 4 kilodan daha ağır bir bebek doğurduysanız, tip 2 diyabet gelecekte tip 2 diyabet hastası olma riskiniz daha yüksektir.
Gebelik Diyabeti (gestasyonel diyabet)
- Polikistik over sendromu (PKOS): Polikistik over sendromuna sahip olmak kadınların gelecekte diyabet hastası olma riskini artırır. PKOS: düzensiz adet dönemleri, aşırı saç uzaması ve obezite ile karakterize bir sendromdur.
- Genellikle koltuk altı ve boyunda görülen koyulaşmış cilt bölgelerine sahip olmak: Bu durum genellikle insülin direncine işaret eder.
Komplikasyonlar
Yeni başlayan tip 2 diyabette genellikle rahatsızlık verici bir durum hissedilmez hatta bu hastalar genellikle tip 2 diyabet olduklarının farkında bile olmazlar. Ancak, diyabet (şeker hastalığı), kalp, kan damarları, sinirler, gözler ve böbrekler dahil olmak üzere birçok ana organı etkiler. Kan şekeri seviyesini kontrol altında tutmak ise bu komplikasyonları önlemeye yardımcı olabilir.
Her ne kadar şeker hastalığının komplikasyonları uzun süre içinde yavaş yavaş gelişse de hayatı tehdit edebilecek kadar ciddi sonuçlar doğurabilir.
Diyabetin neden olabileceği komplikasyonlardan bazıları şunlardır:
- Kalp ve kan damarı hastalığı: Diyabet, kalp hastalığı, felç, yüksek tansiyon ve kan damarlarının daralması (ateroskleroz) riskini önemli ölçüde artırır.
- Sinir hasarı (nöropati): Fazla şeker, genellikle ayak parmaklarında veya parmakların uçlarında başlayan ve yavaş yavaş yukarı doğru yayılan karıncalanma, uyuşma, yanma veya ağrıya neden olabilir. Yüksek şekerden etkilenen uzuvlardaki tüm hisleri zamanla kaybedebilirsiniz. Ayrıca diyabet, sindirim sistemini kontrol eden sinirlerde hasara neden olabilir. Bulantı, kusma, ishal veya kabızlık ile ilgili sorunlara yol açabilir. Erkeklerde, erektil disfonksiyona (sertleşme bozukluğu, cinsel iktidarsızlık) neden olabilir.
- Böbrek hasarı: Diyabet bazen böbrek yetmezliğine veya geri dönüşümsüz son dönem böbrek hastalığına yol açabilir. Bu durumda hastanın diyalize veya böbrek nakline ihtiyacı olabilir.
- Göz hasarı: Diyabet, katarakt ve glokom gibi ciddi göz hastalıklarının riskini artırır. Gözün görmeyi sağlayan bölgesi olan retinanın kan damarlarına zarar verebilir körlüğe neden olabilir.
- İyileşme süresinin kısalması: Diyabet hastalığı, küçük yaralar ve basit kesilerin iyileşme hızları dahil olmak üzere birçok hastalıkta vücudun daha yavaş iyileşmesine neden olur. Hatta diyabet hastalarının ayak parmaklarında, ayaklarında ve hatta bacaklarında ciddi yaralar oluşabilir. İyileşme ihtimali kalmamış yaralı bölgelerin amputasyonu (cerrahi olarak kesilip çıkarılması) gerekebilir.
- İşitme bozukluğu: İşitme sorunları diyabetli kişilerde daha yaygındır.
- Cilt rahatsızlıkları: Diyabet hastalarında bakterilerin veya mantarların neden olduğu cilt hastalıklarına daha sık rastlanır. Diyabet hastalarının ciltlerinde, bakterilerin veya mantarların neden olduğu hastalıklar daha zor iyileşir.
- Uyku apnesi: Obstrüktif uyku apnesi, tip 2 diyabetli kişilerde daha yaygındır. Bunun nedeni obezite olabilir. Çünkü, obezite hem uyku apne sendromuna hem de tip 2 diyabete neden olan bir durumdur. Uyku apnesini tedavi etmek kan basıncınızı düşürebilir ve kendinizi daha dinlenmiş hissetmenizi sağlayabilir, ancak kan şekeri seviyesini iyileştirmeye yardımcı olup olmadığına dair kesin kanıt yoktur.
- Alzheimer hastalığı: Tip 2 diyabet, Alzheimer hastalığı riskini artırıyor gibi görünüyor, ancak bunun nedeni henüz bilinmiyor. Bilinen, “kan şekeri kontrolünüz ne kadar kötü olursa, alzheimer hastası olma riskiniz de o kadar büyük” olduğudur.
Hastalığı önleme
Ailenizde diyabet hastası olsa bile, sağlıklı yaşam tip 2 diyabeti önleyebilir.
Eğer tip diyabet tanısı almış bir hasta iseniz, sağlıklı yaşam önerilerine uymak, sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak sizi tip 2 diyabet ilaçları kullanmaktan kurtarabilir. Ayrıca tip 2 diyabetin olası komplikasyonlarından koruyabilir.
Düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek gibi öneriler tip 2 diyabeti yavaşlatabilir, ilaç ihtiyacını azaltabilir veya diyabet hastalığını durdurabilir.
Tip 2 diyabet hastalarının hastalığını hafifletecek ve daha kötü sonuçlardan koruyacak, tip 2 diyabet hastası olmayanların ise diyabet hastalığına hiç yakalanmamalarını sağlayacak bazı öneriler:
- Sağlıklı beslenin! Yağ oranı ve kalorisi düşük ve lif içeriği yüksek yiyecekleri tercih edin. Meyve, sebze ve kepekli tahıllara yönelin.
- Hareket edin! Günde 30 dakika orta derecede fiziksel aktivite hedefleyin. Günlük yürüyüş yapın. Bisiklet sürün. Yüzün. Tek ve uzun bir antrenman yapamıyorsanız, gün içerisinde ara ara egzersizler yapın. Fiziksel aktivite insülin direncinin azalmasına yardımcı olur.
- Fazla kilolardan kurtulun!
- Uzun süre hareketsiz kalmayın! Uzun süre hareketsiz oturmak tip 2 diyabet riskinizi artırabilir. Her 30 dakikada bir ayağa kalkmaya çalışın ve en az birkaç dakika hareket edin.
Diyabetten nasıl korunabilirim?

Tanı
Tip 2 diyabet hastalığı genellikle şu yöntemlerle teşhis edilir:
- Glike hemoglobin (Hb A1C) testi: Bu kan testi son iki ila son üç ay arasındaki ortalama kan şekeri seviyenizi gösterir. Normal seviyeler yüzde 5,7’nin altındadır ve yüzde 5,7 ile 6,4 arasındaki bir sonuç prediyabet olarak kabul edilir. İki ayrı testte yüzde 6,5 veya daha yüksek bir Hb A1C seviyesi diyabet hastası olduğunuz anlamına gelir.
Hb A1C testi mevcut değilse veya Hb A1C testine müdahale eden nadir bir hemoglobin formu (hemoglobin varyantı olarak bilinir) gibi belirli durumlarınız varsa, doktorunuz diyabet tanısı koymak için aşağıdaki testleri görmek isteyebilir:
- Kan şekeri testi: Özellikle sık idrara çıkma ve aşırı susuzluk gibi diyabet belirtileriniz varsa en son ne zaman yemek yediğinizden bağımsız olarak, kan şekeri seviyenizin 200 mg/dL veya daha yüksek olduğunu gösteren bir kan örneği, diyabet hastalığına işaret eder. Kan şekeri değerleri, desilitre başına miligram (mg/dL) veya litre başına milimol (mmol/L) olarak ifade edilir.
- Açlık kan şekeri testi: Bir gece boyunca aç kaldıktan sonra, sabah hızlıca kan örneği alınır.
- Sonucun 100 mg/dL’den (5.6 mmol/L) düşük olması normaldir.
- 100 ila 125 mg/dL (5.6 ila 6.9 mmol/L) arasındaki sonuçlar ise prediyabet olarak kabul edilir.
- Açlık kan şekeriniz iki ayrı testte 126 mg/dL (7 mmol/L) veya daha yüksek çıkarsa, diyabet tanısı konur.
- Oral glikoz tolerans testi: Şeker yükleme testi olarak bilinen bu test, daha çok hamilelerde kullanılır. Bir gece boyunca aç kalırsınız ve sabah doktorunuzun verdiği şekerli sıvıyı içersiniz. Bu şekerli sıvıyı içtikten sonraki iki saat boyunca kandaki şeker seviyeniz periyodik olarak ölçülür.
- 140 mg/dL’den (7.8 mmol/L) düşük kan şekeri seviyesi normaldir.
- 140 ve 199 mg/dL (7,8 mmol/L ve 11,0 mmol/L) arasındaki sonuç, prediyabeti gösterir.
- İki saat sonra 200 mg/dL (11.1 mmol/L) veya daha yüksek çıkan sonuç ise diyabet hastası olduğunuzu gösterir.
Amerikan Diyabet Derneği 45 yaşından sonra, özellikle fazla kiloları olanlara, rutin olarak tip 2 diyabet testi yaptırılmasını önerir. Rutin yaptırdığınız testin sonucu negatif gelirse bir sonraki rutin tip 2 diyabet testini 3 yıl sonra yaptırabilirsiniz. Eğer test sonucunuz sınırda çıkarsa bir sonraki test tarihini planlamak için doktorunuza danışın.
Diyabet taraması, kalp hastalığı veya aşağıdakiler gibi diyabet risk faktörleri olan 45 yaşın altında ve fazla kilolu kişiler için de önerilir:
- Hareketsiz yaşam tarzı
- Ailede tip 2 diyabet hastası olması
- Daha önceden geçirilmiş gebelik diyabeti
- 140/90 milimetre cıva (mm Hg) üzerindeki kan basıncı (hipertansiyon)
Son olarak, diyabet tanısı konulursa, doktorunuz hastalığınızın tip 1 diyabet mi yoksa tip 2 diyabet mi olduğunu anlamak için başka testler de yapabilir. Çünkü bu iki diyabet türü genellikle farklı tedaviler gerektirir.
Diyabet tanısı konduktan sonra
Hb A1C seviyelerinin yılda iki ila dört kez kontrol edilmesi gerekebilir. Yaşınıza ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebileceğinden, hedef Hb A1C değerinizi doktorunuza danışın. Amerikan Diyabet Derneği, insanların çoğu için yüzde 7’nin altında Hb A1C seviyesi önermektedir.
Hb A1C seviyenizdeki yükselmeler, diyabet ilacınızın, yaşam tarzınızın ve beslenme şeklinizin değiştirilmesi gerektiğine işaret eder.
A1C testine ek olarak, doktorunuz, kolesterol düzeyleri, tiroid fonksiyonu, karaciğer fonksiyonu ve böbrek fonksiyonunu ölçmek için düzenli olarak tansiyonunuzu kontrol edebilir ve kan ile idrar testi isteyebilir.
Diyabet hastalarının düzenli olarak göz muayenesi olmaları ve diyabetik ayak yönünden değerlendirilmeleri de gerekir.
Tedavi
Tip 2 diyabet hastalığının tedavisinde uygulanan adımlar şöyledir:
- Fazla kilolardan kurtulmak
- Sağlıklı beslenme
- Düzenli egzersiz
- Gerekiyorsa diyabet ilaçları veya insülin hormonu
- Kan şekeri takibi
Bu adımlar kan şekeri seviyenizi normale yakın tutmanıza yardımcı olur, bu da diyabet komplikasyonlarını geciktirebilir veya önleyebilir.
Fazla kilolardan kurtulmak
Kilo vermek kan şekeri seviyenizi düşürebilir. Kilolarının %7’sinden kurtulabilir misin?
Vücut ağırlığınızın sadece yüzde 5 ila 10’unu arasında kilo vermek (ideali %7) diyabet hatsalığınızın tedavisinde fark yaratabilir. 90 kilogram olan bir diyabet hastası için verilmesi gereken kilo miktarı 6 kilogramdan biraz fazladır.
Öğünlerde porsiyonları küçültmek ve hayatınıza hareket katmak fazla kilolardan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.
Sağlıklı beslenme
Popüler algının aksine, belirli bir diyabet diyeti yoktur. Ancak beslenme düzeninizde şunlara özellikle dikkat etmelisiniz:
- Daha az kalori alın
- Daha az rafine karbonhidrat tüketin, özellikle tatlıları azaltın
- Daha az doymuş yağ tüketin
- Daha fazla sebze ve meyve tüketin
- Daha fazla lifli gıdalar tercih edin
Yetkin bir diyetisyen, sağlık hedeflerinize, yemek tercihlerinize ve yaşam tarzınıza uyan bir yemek planı hazırlamanıza yardımcı olabilir. Ayrıca karbonhidrat tüketiminizi nasıl takip edebileceğinizi öğretebilir ve kan şekeri seviyenizi daha stabil tutmak için yemeklerinizde ve atıştırmalıklarınızda ne kadar karbonhidrat tüketebileceğiniz hakkında size bilgi verebilir.
Düzenli egzersiz
Herkesin düzenli aerobik egzersize ihtiyacı vardır ve tip 2 diyabetli insanlar istisna değildir. Diyabet rahatsızlığınız varsa bir egzersiz programına başlamadan önce doktorunuza danışın.
Günlük rutininizin bir parçası haline getirmek için yürüyüş, koşu, bisiklete binme, yüzme gibi hoşunuza giden aktiviteler seçebilirsiniz.
Haftanın en az 3 günü, en az 30 ila 60 dakika orta tempoda (veya 15 ila 30 dakika yüksek tempoda) aerobik egzersiz yapmayı hedefleyin.
İki egzersizin kombinasyonu her iki egzersizden de daha fazla fayda sağlar. Örneğin, haftada 6 gün aynı egzersizi yapmak yerine 3 gün kuvvet antrenmanı yaparken diğer 3 gün kardiyo antrenmanı yapabilirsiniz.
Yürüyüş ve koşu gibi kardiyo egzersizlerini, halter, dambıl veya kettlebell gibi kuvvet egzersizleriyle kombine edin.
Uyarı!
- Fiziksel aktivitelerin kan şekerini düşürdüğünü unutmayın.
- Herhangi bir aktiviteden önce kan şekeri seviyenizi kontrol edin.
- Kan şekerinizi düşüren diyabet ilaçları aldıysanız, egzersiz esnasında kan şekerinin aşırı düşmesini önlemek için egzersize başlamadan önce bir şeyler atıştırmanız gerekebilir.
TV izleme gibi harektsiz yapılan etkinliklerde geçirdiğiniz süreyi azaltmanız gerekir. Her 30 dakikada bir hareket etmeye çalışın.
Beyninizi aktif olarak kullanın
Şeker hastalığından korunmanın ve tedavisini sürdürmenin en önemli adımı kandaki şeker seviyesini kontrol altında tutmaktır. Tıpkı düzenli yapılan fiziksel egzersizde kasların şeker harcaması gibi zihin egzersizleri de beynin şeker harcamasını sağlar.
İster bulmaca çözün, isterseniz yeni bir dil öğrenin ya da kendinize yeni bir eğitim alanında şans verin… Eğer beyninizi yoğun şekilde kullanırsanız şaşırtıcı şekilde çok şeker harcadığını ve hızlıca acıktığınızı fark edeceksiniz.
En çok glikoz harcayan organ sizce hangisi?
Kanınızdaki şeker seviyesini düşürmek için fiziksel egzersiz gibi zihinsel egzersiz de son derece etkilidir.
Kan şekeri takibi
Hastalığınızın durumuna göre veya tedavi planınıza göre kan şekeri seviyenizi ara sıra veya günde birkaç kez kontrol etmeniz gerekebilir.
Kan şekeri seviyenizi ne sıklıkta kontrol etmeniz gerektiğini doktorunuza danışabilirsiniz.
Kan şekeri seviyenizin sağlıklı sınırlarda kalması için kan şekeri seviyesinin takip edilmesi önemlidir.
Diyabet ilaçları
Tip 2 diyabetli bazı insanlar, yaşam şekillerindeki değişiklikler, sağlıklı beslenme ve egzersizle kan şekerlerini sağlıklı seviyelere düşürebilir.
Ancak bazı tip 2 diyabet hastaları da diyabet ilaçlarına veya insülin tedavisine ihtiyaç duyar.
Sizin için hangi ilaçların en iyi olduğuna karar vermek, kan şekeri seviyeniz ve sahip olduğunuz diğer sağlık sorunları dahil olmak üzere birçok faktöre bağlıdır.
Doktorunuz farklı türdeki ilaçları birleştirerek kan şekeri seviyenizi normal sınırlara düşürmenize yardımcı olabilir.
Tip 2 diyabet tedavisinde kullanılabilinen bazı ilaçlar şöyledir:
Metformin (Glifor, Glucophage, Glukofen, Diaformin, Matofin, Janumet vb): Genellikle tip 2 diyabet için reçete edilen ilk ilaçtır. Karaciğerdeki glikoz üretimini azaltır ve vücudun insüline duyarlılığını arttırır. Böylece vücut insülini daha etkili kullanır.
- Bulantı ve ishal metforminin olası yan etkileridir. Metformin tok alındığında veya düzenli kullanıldığında vücut ilaca alıştığı için yan etki riski azalır.
- Metformin, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri kan şekeri seviyenizi kontrol etmek için yeterli gelmezse, tedavinize başka ilaçlar eklenebilir.
Sülfonilüreler: Bu ilaçlar vücudunuzun daha fazla insülin salgılamasına yardımcı olur.
- Bazı örnekleri, glyburide (DiaBeta, Glynase), glipizide (Glucotrol) ve glimepiride (Amaryl).
- Olası yan etkileri; kan şekeri seviyesinin normalin altına düşmesi ve kilo alımıdır.
Meglitinid: Repaglinid (Prandin) ve nateglinid (Starlix) gibi bu ilaçlar, pankreasın daha fazla insülin salgılaması için uyararak sülfonilüreler gibi çalışırlar, ancak etkileri daha çabuk başlar ve vücuttaki etkilerinin süresi daha kısa sürer.
- Ayrıca düşük kan şekeri ve kilo alımına neden olma riski vardır.
Tiazolidindion: Metformin gibi, bu ilaçlar da vücudu insüline daha duyarlı hale getirir.
- Bazı örnekleri; rosiglitazon (Avandia, Rosenda) ve pioglitazon (Actos, Glifix, Pioforce).
- Bu ilaçlar kilo alımı ve kalp yetmezliği ile anemi riskinde artış gibi daha ciddi yan etkilerle ilişkilidir. Bu riskler nedeniyle, bu ilaçlar genellikle diyabet tedavisinde ilk tercih edilen ilaçlar değildir.
DPP-4 inhibitörleri: Bu ilaçlar kan şekeri seviyelerini azaltmaya yardımcı olur, ancak etki ve güçleri çok azdır.
- Bazı örnekleri; sitagliptin (Januvia), saksagliptin (Onglyza) ve linagliptin (Trajenta).
- Kilo almaya neden olmazlar, ancak eklem ağrısına neden olabilirler ve pankreatit riskini artırabilirler.
GLP-1 reseptör agonistleri: Bu enjekte edilebilir ilaçlar sindirimi yavaşlatır ve kan şekeri seviyelerini düşürmeye yardımcı olur.
- Bazı örnekleri; exenatide (Byetta, Bydureon), liraglutid (Victoza, Saxenda) ve semaglutide (Ozempic)
- Kullanımları genellikle kilo kaybı ile ilişkilidir.
- Olası yan etkileri, bulantı ve pankreatit riskinde artıştır.
- Ayrıca, son araştırmalar, liraglutid ve semaglutide’nin, kalp krizine ve inmeye yakalanma riski yüksek kişilerde, kalp krizi ve inme riskini azaltabileceğini göstermiştir.
SGLT2 inhibitörleri: Bu ilaçlar böbreklerin şekeri kana geri emmesini önler. Glukozun %90 oranında geri emiliminin sağlandığı böbrek proksimal konveks tübüllerinde glukoz geri emilimini engelleyerek etkisini gösterir. Böylece, kandaki şeker ile beraber sodyum idrarla atılır. Böbreklerden şeker atıldıkça kan şekeri seviyesi düşer.
- Bazı örnekleri; canagliflozin (Invokana), dapagliflozin (Farxiga) ve empagliflozin (Jardiance).
- Bu ilaçlar, kalp krizi ve inme riski yüksek olanlarda, kalp krizi ve inme riskini azaltabilir.
- Bazı olası yan etkileri; vajinal mantar enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, düşük tansiyon ve daha yüksek diyabetik ketoasidoz riski.
- Canagliflozin, bu sınıftaki diğer ilaçlardan farklı olarak, alt ekstremitede amputasyon riskinde artış ile ilişkilendirilmiştir.
İnsülin
Bazı tip 2 diyabet hastalarının insülin tedavisine ihtiyacı vardır.
Geçmişte, insülin tedavisi son çare olarak kullanılıyordu, ancak bugün faydaları nedeniyle genellikle daha erken reçete ediliyor.
İnsülin, kan şeker seviyesini düşüren bir hormon olduğundan, olası yan etkisi kan şekeri seviyesini normalin altına düşürmektir (hipoglisemi).
İnsülin ağız yoluyla alındığında, sindirim sistemi onu tıpkı diğer organik yapıları sindirdiği gibi sindirecektir. Bu nedenle insülin hormonu enjektör ile doğrudan kas içerisine enjekte edilmelidir.
Tip 2 diyabet hastasının ihtiyaçlarına bağlı olarak doktor, gündüz ve gece boyunca kullanmak için çeşitli insülin tiplerinin kombinasyonunu reçete edebilir. Birçok insülin türü vardır ve her biri farklı bir şekilde çalışır.
Tip 2 diyabet hastalarına genellikle ilk olarak, tek bir enjeksiyonla gece boyunca etkili olabilecek (uzun etkili), insülin glargin (Lantus) veya insülin detemir (Levemir) gibi insülin türlerini reçete edilir.
Farklı ilaçların artılarını ve eksilerini doktorunuza danışabilirsiniz. Alışkanlıklarınız ve sağlık durumunuza göre birçok faktörü düşündükten sonra hangi ilacın sizin için en iyi olduğuna birlikte karar verebilirsiniz.
Diyabet ilaçlarına ek olarak, doktorunuz kalp ve kan damarı hastalıklarını önlemeye yardımcı olmak için düşük doz aspirin tedavisinin yanı sıra kan basıncı ve kolesterol düşürücü ilaçlar da reçete edebilir.
Bariatrik cerrahi
Tip 2 diyabetiniz varsa ve vücut kitle indeksiniz (BMI) 35’ten büyükse, kilo verme ameliyatına (bariatrik cerrahi) aday olabilirsiniz. Kolayca vücut kitle indeksi hesaplamak için:
vücut kitle indeksi hesaplaBariatrik cerrahi sonrası tip 2 diyabetli kişilerde uygulanan prosedüre bağlı olarak kan şekeri seviyelerinde dramatik iyileşmeler görülür.
İnce bağırsağın bir bölümünü devre dışı bırakan ameliyatlar, kan şekeri seviyeleri üzerinde, diğer kilo verme ameliyatlarından daha fazla etkisi vardır.
Cerrahi dezavantajları arasında yüksek maliyet ve küçük bir ölüm riski de dahil olmak üzere bazı riskler bulunur. Ayrıca hastanın bazı yaşam tarzı değişikliklerine ciddi şekilde uyum sağlaması gerekir.
Beslenme eksiklikleri ve osteoporoz uzun süre sonra görülebilecek komplikasyonlardan bazılarıdır.
Gebelik süresince diyabet tedavisi
Tip 2 diyabetli kadınların hamilelik sırasında tedavilerini değiştirmeleri gerekebilir.
Birçok kadın hamilelik sırasında insülin tedavisine ihtiyaç duyacaktır. Kolesterol düşürücü ilaçlar, aspirin ve bazı tansiyon ilaçları hamilelik sırasında kullanılamaz.
Diyabetik retinopatiniz varsa, hamilelik sırasında daha da kötüleşebilir.
Tip 2 diyabet hastası olup gebe kalan anne adaylarının gebeliğin ilk üç ayında ve doğumdan bir yıl sonra göz doktoruna giderek göz muayenesi ile kontrol yaptırmasında fayda vardır.
Acil Durumlar
Kan şekerini çok fazla faktör etkileyebilir. Bu nedenle bazen acil bakım gerektiren sorunlar ortaya çıkar, örneğin:
Yüksek kan şekeri (hiperglisemi): Çok fazla yemek, hastalanmak veya yeterli glikoz düşürücü ilaç almamak da dahil olmak üzere birçok şey tip 2 diyabet hastasının kan şekeri seviyesinin yükselmesine neden olabilir.
- Sık idrara çıkma, artan susuzluk, ağız kuruluğu, bulanık görme, yorgunluk ve bulantı gibi yüksek kan şekeri belirti ve semptomlarını takip edin ve bu belirtileri fark ettiğinizde kan şekeri seviyenizi ölçün.
Hiperglisemik hiperosmolar nonketotik sendrom (HHNS): Bu hayatı tehdit eden bir durumdur. Kan şekeri seviyesi 600 mg/dL (33.3 mmol/L)’nin üzerine çıkmıştır.
- HHNS; aşırı şekerden dolayı kanın şurup kıvamına gelmesi ve yoğunluğunun artmasına neden olur.
- Kan şekeri ölçüm cihazınız bu kadar yüksek seviyedeki kan şekeri değerini okuyamayabilir ve ekranında sadece “yüksek” uyarısı çıkabilir.
- Tip 2 diyabetli yaşlı insanlarda daha yaygın görülme eğilimindedir ve genellikle bir hastalık veya enfeksiyondan önce gelir.
- HHNS; ağız kuruluğu, aşırı susuzluk, uyuşukluk, konfüzyon, koyu renkli idrar ve konvülsiyonlara neden olabilir.
- HHNS belirtileri yaşayan tip 2 diyabet hastasının derhal acil sağlık hizmeti veren sağlık kuruluşlarına ulaştırılması gerekir. Hemen 112’yi arayın.
İdrarda keton artışı (diyabetik ketoasidoz): Hücreler enerji ihtiyacını karşılamak için yağları parçalamak zorunda kalacak kadar aç kaldığında, yağları enerji kaynağı olarak parçalar ve keton isminde toksik atıklar oluşur.
- Bu durum, tip 1 diyabetli kişilerde daha sık görülür.
- Susuzluk veya çok ciddi ağız kuruluğu, kusma, sık idrara çıkma, nefes darlığı, yorgunluk ve değişen ağız kokusuna karşı dikkatli olun. Eğer, bu belirtileri fark ederseniz, hemen doktorunuza danışın veya acil yardım isteyin.
Düşük kan şekeri (hipoglisemi): Kan şekeri seviyesinin olması gerekenden daha düşük olmasıdır. Aç kalmak, normalde kullanılması gerekenden daha fazla diyabet ilacı kullanmak, fazla egzersiz yapmak ve yeterli kaloriyi almamak gibi birçok nedenden dolayı kan şekeri seviyesi düşebilir.
- Terleme, titreme, halsizlik, açlık, sinirlilik, baş dönmesi, baş ağrısı, bulanık görme, kalp çarpıntısı, konuşma bozukluğu, uyuşukluk ve kafa karışıklığı (konfüzyon) gibi düşük kan şekeri belirtilerine karşı dikkatli olun.
- Düşük kan şekeri belirtileriniz varsa, hemen kan şekeri seviyenizi biraz yükseltecek meyve, meyve suyu, şekerleme ve çikolata gibi bir şeyler atıştırın.
- Kan şekeri seviyenizin normalleştiğinden emin olmak için 15 dakika sonra tekrar kan şekeri seviyenizi test edin.
- Eğer kan şekeri seviyeniz normal değerlere yükselmediyse tekrar bir şeyler atıştırın ve 15 dakika içerisinde kan şekeri seviyenizi tekrar test edin.
- Bilincinizi kaybederseniz, bir aile üyesinin veya yakınınızın size acil olarak glukagon enjeksiyonu vermesi gerekebilir. Glukagon hormonu, şekerin kana salınmasını uyararak kan şeker seviyesini yükselten bir hormondur. Gerektiğinde 112’yi arayın!
Öneriler
Tip 2 diyabet dikkatli şekilde yönetildiğinde ciddi (hatta hayatı tehdit eden) komplikasyon riski azalır. Şu önerilere dikkat edin:
Diyabetinizi yönetmeyi öğrenin: Tip 2 diyabet hakkında ihtiyacınız olan bilgileri edinin. Yapmanız gereken şeyleri öğrenin. İnsülin hormonu kullanıyorsanız aksatmadan kullanmayı öğrenin. Egzersiz yaparken nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğrenin. Nasıl besleneceğinizi öğrenin.
Kendinizi tanımlayın: Özellikle insülin veya başka bir kan şekeri düşürücü ilaç kullanıyorsanız, diyabetiniz olduğunu söyleyen bir kolye veya bilezik takın. Bu kendinizi ifade edemediğiniz zor zamanlarda çevrenizdeki insanların size yardım etmesini kolaylaştırır.
Yıllık fizik muayene ve düzenli göz muayeneleri planlayın: Diyabet muayenelerinizi düzenli olarak yaptırmanız rutin göz muayenelerinin yerini almaz.
Aşılarınızı yaptırın: Yüksek kan şekeri bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir. Her yıl grip aşısı yaptırın. Doktorunuz muhtemelen pnömoni aşısı yaptırmanızı da önerecektir.
- Amerikan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), daha önce bu aşıyı yaptırmadıysanız ve tip 1 veya tip 2 diyabeti olan 19 ila 59 yaşları arasındaki bir yetişkinseniz, hepatit B aşısı yaptırmanızı önerir.
- CDC, tip 1 veya tip 2 diyabet tanısı konduktan sonra mümkün olan en kısa sürede aşılamayı önerir.
- 60 yaş ve üzerindeki şeker hastalarının daha önce aşısı yapılmadıysa, 60 yaş sonrası aşılanmanın uygun olup olmadığını doktorunuza danışın.
Diş sağlığınıza dikkat edin: Diyabet hastalığı enfeksiyonların daha ciddi seyretmesine neden olur. Buna diş ve damak enfeksiyonları da dahildir.
- Dişlerinizi düzenli olarak fırçalayın ve diş ipi kullanın.
- Diş muayenelerini önerilen şekilde planlayın.
- Diş etleriniz kanarsa veya kırmızı veya şişmiş görünüyorsa derhal diş hekiminize danışın.
Ayaklarınıza karşı dikkatli olun: Ayaklarınızı her gün ılık suda yıkayın, özellikle ayak parmakları arasını hafifçe kurutun ve nemlendirici kremlerle nemlendirin.
- Ayaklarınızda kabarcık, kesik, yara, kızarıklık ve şişlik olup olmadığını her gün kontrol edin.
- Eğer iyileşmeyen ağrı veya başka bir ayak probleminiz varsa diyabet (iç hastalıkları) doktorunuza danışın.
Kan basıncınızı ve kolesterolünüzü kontrol altında tutun: Yüksek tansiyon ve yüksek kolesterolü kontrol etmek için sağlıklı yiyecekler yemek ve düzenli egzersiz yapmak gibi uzun süreli değişiklikler gerekebilir. İlaç kullanmak gerekebilir.
Sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmayın: Sigara içmek çeşitli diyabet komplikasyonları riskinizi artırır. Sigarayı bırakmak için doktorunuza danışabilirsiniz. Ayrıca ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı‘nı arayabilirsiniz.
Alkol kullanmayın: Alkol kullanımını mümkün olan en alt seviyeye çekin. Tükettiğiniz alkol miktarı ve alkol ile birlikte tükettiğiniz besinlere bağlı olarak kan şekeriniz düşebilir veya yükselebilir. Yine de alkol tüketecekseniz bunu abartmadan yemeklerle birlikte yapın.
İnsülin veya kan şekerinizi düşüren başka ilaçlar kullanıyorsanız, uyumadan önce kan şekerinizin güvenli bir seviyede olduğundan emin olmak için kan şekerinizi kontrol edin.
Alternatif tıp
Çok sayıda alternatif tedavi, diyabetli insanlara iyi geldiğini iddia ediyor. Ancak, diyabet hastalarını tedavi ettiği kanıtlanmış alternatif tedavi henüz bulunmuyor.
Ancak yine de alternatif bir tedavi denemeye karar verirseniz, doktorunuzun reçete ettiği ilaçları kullanmayı bırakmayın.
Ayrıca alternatif tedavi olarak kullandığınız yöntemlerin olası zararları ve kullandığınız ilaçlarla etkileşime girip girmeyeceğini doktorunuza danışmanızda fayda var.
Alternatif veya medikal hiç bir tedavi tip 2 diyabet hastalığını kalıcı olarak çözemiyor. Henüz böyle bir tedavi keşfedilmedi. Bu nedenle diyabet ilaçlarınızı doktorunuza danışmadan bırakmayın veya azaltmayın.
Diyabet ile başa çıkmak
Tip 2 diyabet ciddi bir hastalıktır. Diyabet tedavi planı 7 gün 24 saat boyunca devam eder. Dİyabet tedaviniz için sürekli olarak gösterdiğiniz çabalarınız değerlidir, çünkü tedavi planınızı takip etmek komplikasyon riskinizi azaltabilir.
Diğer bir ifade ile, diyabet hastalığınızı kalıcı olarak çözebilecek bir tedavi bulunamamış olsa bile hastalığınızın daha da ilerlememesi ve sağlık durumunuzun daha da kötüleşmemesi için sürekli bir çaba ile diyabeti yönetmelisiniz.
Anksiyete ve depresyon diyabetli kişilerde daha yaygındır.
Randevudan önce
Aile hekiminiz muhtemelen tip 2 diyabet rahatsızlığınızı teşhis edecektir. Kan şekeri seviyeleriniz çok yüksekse, aile hekiminiz sizi tedavi için hastaneye yönlendirebilir.
Hekiminiz diyabetinizi tedavi etmeye devam edebilir veya sizi hormonal bozukluklar konusunda uzmanlaşmış bir doktora (endokrinolog) yönlendirebilir.
Diyabet hastası için faydalı olacak bazı branşlar şöyledir:
- Endokrinolog veya iç hastalıkları uzmanı
- Aile hekimi
- Diyetisyen
- Göz kontrolleri için uzman göz doktoru
İşte randevunuza hazırlanmanıza ve doktorunuzdan ne bekleyeceğinizi bilmenize yardımcı olacak bazı bilgiler:
- Randevuya aç gitmeniz gerekebilir. Açlık glikoz testi için sekiz saat veya yemek öncesi test için dört saat boyunca su içmek dışında bir şey yemekten veya içmekten kaçınmanız gerekebilir.
- Diyabetinizle alakasız görünebilecek belirtiler de dahil olmak üzere, yaşadığınız belirtileri yazın.
- Doktorunuzla randevunuza giderken kullandığınız tüm ilaçları ve dozlarını yaşadıysanız yan etkileri ve anormal durumları unutma ihtimalinize karşı not edin.
- Doktorunuzun önerilerini kaydetmek için yanınıza kağıt kalem alın. Veya akıllı telefonunuzu kullanın.
- Doktorunuza sormak istediğiniz soruları da not edin.
Şu soruların cevaplarını öğrenmenizde fayda var:
- Kan şekerimi ne sıklıkta ölçmem gerekiyor?
- Kan şekerimi kontrol altında tutmak için beslenme alışkanlıklarımda nelere dikkat etmem gerekiyor?
- Bir diyetisyene gitmeli miyim?
- İnsülin kullanıyorsanız ne sıklıkta kullanacağınızı öğrenin
- Diyabet ilaçlarını veya insülin hormonunu günün hangi saatlerinde kullanmam gerekiyor?
Kaynak: