Psödoefedrin, soğuk algınlığı, grip, saman nezlesi, alerji ve bronşit gibi solunum yolu ilişkili hastalıkların neden olduğu burun tıkanıklığı ve sinüs basıncının değişmesine bağlı oluşan ağrının tedavisinde kullanılır.
Psödoefedrin bir dekonjestandır (sempatomimetik). Kan damarlarını daraltarak, mukoza şişkinliğini azaltır.
Burun içerisindeki ve paranazal sinüslerdeki mukozaların şişkinliğini azaltarak solunum yollarının ve paranazal sinüslerin daha rahat havalanmasını sağlar.
Daha rahat nefes almayı sağlar. Özellikle gece uyurken artan soğuk algınlığı şikayetlerinin neden olduğu rahat nefes alamama ve uyuyamam şikayetlerini hafifletir. Solunum sistemi dekonjesyonunu sağlar.
Psödoefedrin hidroklorür, norepinefrini presinaptik nöronlardaki depolama veziküllerinden uzaklaştırır, böylece norepinefrini, öncelikle alfa-adrenerjik reseptörleri uyardığı nöronal sinapslara salar. Ayrıca alfa ve beta-adrenerjik reseptörlerde zayıf doğrudan agonist aktiviteye sahiptir. Reseptör stimülasyonu vazokonstriksiyon ile sonuçlanır. (1)
Vazokonstriksiyon yani damarlarda daralmaya neden olan psödoefedrin tansiyonun yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) böbrek hastalığı olanların, hipertansiyon veya koroner arter hastalarının psödoefedrin kullanmasını önermez. (2)
Kan damarlarının daralmasını sağlayan ilaçlar nadiren beyin damarlarının geçici daralmasına neden olabilir. Ani başlayan şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve görme bozukluğuna neden olabilir.
Psödoefedrin, anne sütüne küçük oranlarda da olsa geçebilir ve anne sütü miktarını azaltabilir. (3)
Annenin kanındaki psödoefedrin dozunun 24 saat içinde %0.5 ila %0.7’sinin anne sütüne geçtiği tahmin edilmektedir. Bir çalışmada, bebeklerin %20’sinde irritabilite bildirilmiştir. 8 emziren annede 60 mg’lık tek bir dozdan sonra süt üretiminde ortalama % 24’lük bir azalma gözlenmiştir. (4)