
Son günlerde adını sıkça duymaya başladığımız bir hastalık olan uyku apne sendromu ya da obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS=obstructive sleep apnea syndrome) uykuda nefesin durması olarak basitçe tanımlanmaktadır.
Sendromun kendisini anlatmadan önce bu patoloji ile ilgili bir çok terimi tanımlamak gerekmektedir.
Apne ve hipopne nedir?
Apne hava akımının burun veya ağızdan en az 10 saniye kesilmesi durumudur.
Hipopne ise kandaki oksijen çözünürlüğünde %3’ün üstünde düşme ile birlikte olan 10 saniyeden fazla süren ve hava akımında %50 azalma ile karakterize bir klinik durumdur. Hipopne halk arasında az bilinmesine rağmen basit tabiri ile solunumun yavaşlamasıdır.
İnsan ömrünün yaklaşık olarak üçte birini oluşturan uyku, sağlıklı bir yaşam için önemli bir noktadır.
Belirtiler
Bu hastalığın belirtileri toplumda zaten çok sık görülen sorunlar olduğu için genellikle uyku apne sendromundan şüphelenilmemektedir. Bu hastalık çok geniş bir yelpazede belirtilere sahiptir.
Obstrüktif uyku apnesinin belirtileri:
- Uyku sırasında huzursuzluk
- Sık sık idrara kalkma
- Terleme
- Ağız kuruluğu
- Reflü
- Gündüz uykusuzluk
- Baş ağrısı
- Sinirlilik
- Konsantrasyon eksikliği
- Hafıza sorunları
- Horlama
- Boğaz ağrısı
- Yüksek tansiyon
- Kalp ritim bozukluğu ve
En önemli belirtisi ise bir tanığın şahit olmasıyla solunum durmasının gözlenmesidir. Genellikle evli çiftlerde hastadan ziyade hastanın eşi bu durumdan şikayetçi olarak KBB polikliniğimize başvurmakta ve günlük poliklinik hizmetinde en sık başvurulan belirtiyi bu grup oluşturmaktadır.
Nedenleri
Obstrüktif uyku apnesi nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte;
- Başka bir uyku bozukluğuna bağlı rahatsızlıklar
- Üst solunum yollarına bağlı hastalıklar (özellikle bademciklerin normalden büyük olması)
- İlaç kullanımı
- Madde bağımlılığı
- Aşırı kilolu olmak (toplumdaki en sık sebebi)
- Büyümüş adenoidlerdir (geniz eti büyümesi, özellikle çocuk yaş grubunda)
Obezite uyku apne sendromunun toplumda bilinen en sık sebebidir. Obezite önlenebilir. Fazla kilolardan kurtulmak, tedavide önemli bir rolü üstlenmektedir.
Komplikasyonlar
Uyku apne sendromu gündelik hayatta ve genel sağlık durumunuzda bazı sorunlara neden olabilir.
Apne ya da hipopne ile karakterize uyku, gündüz sürekli uyur halde dolaşma ve konsantrasyon eksikliği gibi basit şikayetler ile yüksek tansiyon, kalpte ritim bozuklukları, felç veya ani gece ölümleri gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Uyku apne sendromu mevcut kişilerde gece meydana gelen apne atakları gece boyunca sık sık tekrarlayabilir. Her apne sonrasında uyanan kişi kısa süreli uyanık kalıp tekrar uykuya daldığı için ertesi gün bu durumu hatırlamaz. Bu sık uyanmalar gün içinde uyku hali, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu gibi semptomların temel sebebini oluşturur.
Gece boyu sık sık apneye giren hastalarda solunumsal olarak kandaki oksijen miktarı apnenin uzunluğu ve sıklığına göre kritik düzeylere düşebilmektedir. Bu düşüş ise hastalarda tansiyon, kalp hastalıkları ve ani gece ölümü gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.
Uyku apnesi toplumda sık olarak bilinmese bile dikkatsizliğine yol açarak trafik kazası riskini 7-8 kat arttırdığı ve iş kazalarına neden olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Uyku apne sendromunun toplumda görülme sıklığı sadece %1-4 kadar düşüktür. Ancak toplumumuzda, diyabet hastalığının %3, astım sıklığının ise yaklaşık %5 olduğu düşünülürse uyku apne sendromunun ne kadar önemli bir sorun olduğu daha iyi anlaşılabilir.
Tanı
Uyku apnesi şüphesinde genellikle istenen test halk arasında uyku testi olarak bilinen “polisomnografi” testidir.
Uyku laboratuvarlarında yapılan bu testte vücuda bir çok elektrot yerleştiriliyor ve bu elektrotlar ile hastanın uyku halinde oluşan apne durumlarının sıklığı ve süresi hesaplanıyor.
Hastanın talebine göre hekiminin de uygun görülmesiyle birlikte polisomnografi testleri evde de yapılabiliyor. Uykudan 1 saat önce vücuda bağlanan elektrotlar uyku süresince kayıt alabilir.
Sonuca ulaşmak için, polisomnografi testi ile gereken ideal uyuma süresi 4 saattir.
Apne ve hipoapne indekside denilen apne ve hipopne sayılarının oranı tanı koymada en önemli etkenlerden biridir.
Hekimin uyku apnesine sebep olan kısmı tam lokalize edebilmesi için ayrıca yapılan diğer test ise uyku endoskopisidir. Anestezi madde verilerek yalancı bir uyku hali oluşturulan bu testte tıkanıklığa sebep olan kısım tespit edilir. Hasta için kolay bir test olan bu inceleme ameliyat olacak hastalarda ameliyat yönteminin seçilmesi için önemli bir testtir.
Tedavi
Uyku apnesi tedavi edilmesi gereken ciddi bir bozukluktur. Herkes horluyor denilerek üstüne çok düşülmeyen bu hastalık yeri geldiğinde hayatı tehdit edebilecek sonuçlar doğurabilmektedir.
Tıp dünyasının bu kadar gelişmediği zamanlarda insanlar yatış pozisyonunu korumak ve horlamaktan kurtulmak için zaman zaman ense bölgesine tenis topu yapıştırarak sırtüstü yatmaktan kaçınmış ve bu hastalığı tedavi etmeye çalışmıştır.
Yaşam değişiklikleri
Tedavide ilk basamak olarak hayat tarzı değişikliği ve uyku düzeninde değişiklikler yapılması yatmaktadır.
Yapılan araştırmalar obez kişilerde BMI (=VKI: vücut kitle indeksi) değerlerinde birkaç birimlik değişikliğin bile uyku kalitesine katkısı yadsınamaz.
vücut kitle indeksi hesaplaApnesi bulunan kişilerde sigara ve alkol gibi alışkanlıkların bırakılması, düzenli spor yapılması, yatmadan en az 2 saat önce yeme içmenin kesilmesi de uyku kalitesini arttırabilecek diğer yaşam tarzı değişiklikleridir.
Kaliteli Uyku İçin “Kanıtlanmış Bilgiler”
Solunum destek cihazları, CPAP
Bazı hastalarda diş hekimleri tarafından, alt çaneyi öne iten hava yolu açıklığını arttıran özel aparatlar yapılmaktadır. Ancak hastaların bu aparatı her gece kullanması gerektiğinden hastalar tarafından kullanılmaya devam edilmesi zordur. Hasta uyumu düşüktür.
Başka bir tedavi yöntemi ise CPAP adı verilen ve halk arasında hava makinesi olarak bilinen cihazdır.
Bu cihaz pozitif basınçlı havayı hastaya maske yardımıyla iletir. Basınçlı hava sayesinde solunum yollarını kapanması engellenmiş olur ve hasta uykusunda apne problemi yaşamaz. Bu yöntem ise cihazın sesinden ve maske ile uyumanın zorluğundan hastalar tarafından pek tercih edilmez ancak cerrahinin mümkün olmadığı yaşlı hastalarda yada kilo vermesi beklenen geçici çözümlü hastalarda kullanılabilmektedir.
Cerrahi tedavi
Uyku apnesinin temel tedavisini ise cerrahi oluşturmakta ve ülkemizde bununla ilgi bir çok yöntem mevcuttur. Bu yöntemler hastadan hastaya tıkanıklığa sebebiyet veren lokalizasyona göre değişmektedir.
Septoplasti: Burundan nefes almakta zorlanma nedenli horlama olanlarda septoplasti ameliyatı ile başlayan bu ameliyat modelleri dil kökü pozisyonu yüksek yada normalden büyük olanlarda bu bölgeyi plazma tedavisi ile küçültmeye hatta askı ile öne asarak arkasında yeterli bir geçiş alanı oluşturmaya kadar gitmektedir. Damak yapısı normalde geride olanlarda ise damağı öne doğru çekmek damağın kenar kısımları genişletici bir çok yumuşak doku ameliyatı mevcuttur.
Küçük dil ameliyatları: Küçük dil, besinlerin ağızdan yutağa doğru itilmesini sağlar. Burna ya da akciğerlere besin kaçmasını engeller. Küçük dil büyük ise ve çok hacim kaplıyorsa rahat nefes almaya engel olarak uyku apne sendromuna neden olabilir. Obstrüktif uyku apne sendromu tedavisinde bir dönem küçük dil ameliyatları daha rahat nefes almayı sağlamak için uygulanmıştır. Ancak hastalarda ameliyat sonrası yenilen besinlerin buruna kaçabilmesi neden olabilmesinden dolayı uyku apne sendromu tedavisinde küçük dil ameliyatları çoğunlukla terkedilmiştir.
Çene ve yüz ameliyatları: Üst hava yollarındaki tıkanıklığı açmak amacıyla çene ve yüz kemiklerini düzenleyici ameliyatlar uygulanabilmektedir.
Bazı güncel tedavi seçenekleri
Son dönemde ortaya çıkan ve damak bölgesinin kas tonusunu arttırarak hava yolunun açık kalmasını sağlayan stimülatör cihazlarda mevcuttur.
Yine son dönemde, robotik cerrahi ile uygulanan dil kökü ameliyatları da, uyku apne sendromu tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar göstermektedir.
Kısacası bir çok tedavi modalitesi mevcut bu hastalığın tedavisi kişiden kişiye ve kişinin ek hastalıkları yaşı gibi durumlarla değişebilmektedir. Burada önemli olan kısım kişiye uygun tedaviden ziyade hastanın her ne olursa olsun bu hastalığı tedavi edilmesi gerektiğine karar vermesidir.