Ketojenik Diyet Nedir?

Ketojenik diyet; yeterli protein, düşük karbonhidrat ve yüksek yağ içeren bir diyettir. İlk kez epilepsiyi tedavi etmek için uygulanmaya başlanmıştır. Diyette karbonhidratlar sınırlandırıldığında vücut başlıca enerji kaynağı olan glikozu kullanamamaktadır. Metabolizma değişikliği nedeniyle alternatif bir enerji kaynağı olarak yağlardan enerji elde edilmektedir.

31 May 2022 — Son güncelleme:
Paylaş:
Ketojenik Diyet Nedir

Ketojenik Diyet Nedir? Ketojenik diyet veya Keto diyeti ile beslenme; düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı bir beslenme şekli olup yüzyıllardan beri çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Baş ağrısı, yorgunluk, sinirlilik hali, kabızlık, bulantı, ishal ve kusma gibi yan etkiler ketojenik diyet ile beslenmenin bazı olası zararlarıdır.

İlk kullanımı 1920’li yıllarda, epilepsi için ilaçların yetersiz kaldığı çocuklarda etkili bir tedavi olarak başladı. Keto diyet ayrıca kanser, diyabet, polikistik over sendromu ve Alzheimer hastalığı için de umut verici sonuçlar barındırmakta.

Ketojenik diyet nedir?

Karbonhidratların vücudumuzda dolaşan formu glikozdur. Glikoz ise beyin ve bağışıklığımız için ana yakıt kaynağıdır.

Ketojenik diyet nedir?

Ketojenik diyet; yüksek miktarda yağ, düşük miktarda karbonhidrat ve orta derecede protein içeren ve enerji kaynağı olarak karbonhidratlar yerine yağların kullanılmasını sağlayan bir diyettir.

Ketojenik diyet düşük karbonhidrat içeriği ile vücudu glukoz yerine başlıca yağlardan enerji sağlayacak şekilde yönlendirmektedir.

Metabolizma, açlıkta yeterince glikozu vücudumuzdan sağlayamadığında yakıt olarak yağları kullanmaya başlar. Ketojenik diyetin mekanizması da buna benzerdir ve açlık metabolizmasına benzemektedir.

Ketojenik diyet ilk kez, 1920’li yıllarda epilepsi hastalığının tedavisi amacıyla kullanılmıştır. Diyet hala ilaca dirençli epilepsi hastalarının tedavisinde ilk akla gelen tedavi seçeneğidir (1).

Nörolojik, endokrin, metabolik bozukluklarda ve kanserlerde ketojenik diyet kullanımını destekleyen çalışmalar (2, 3) olmasına rağmen bu diyetler tamamen güvenli değildir ve tartışmalar devam etmektedir (4).

Ketojenik diyet türleri

Belirli bir protein, yağ ve karbonhidrat oranına sahip tek bir “standart” ketojenik diyet yoktur. 

Ketojenik diyet temelde karbonhidrat açısından zengin yiyecekleri yasaklar. 

Ketojenik diyet tipik olarak toplam karbonhidrat alımını günde 50 gramın altına düşürür.

Genel olarak, popüler ketojenik diyetler toplam günlük kalorinin ortalama:

  • %70-80’ini yağdan
  • %5-10’unu karbonhidrattan
  • %10-20’sini proteinlerde karşılar. 

2000 kalorilik bir diyet için bu, yaklaşık 165 gram yağ, 40 gram karbonhidrat ve 75 gram protein anlamına gelir. 

Ketojenik diyetteki protein miktarı orta düzeyde tutulur, çünkü çok fazla protein yemek de ketozisi önleyebilir.

Ketozis nedir?

Ketojenik diyette alınan karbonhidrat miktarı minimum seviyeye çekilerek, vücudumuzun birincil enerji kaynağı olan karbonhidrat mekanizmasının şaşırtılması ve bu sayede değişen vücut metabolizması ile kilo verilmesi hedeflenir. Vücut metabolizmasının değiştiği bu olaya ”ketozis” adı verilir.

Birçok versiyonu bulunan ketojenik diyetlerin ortak özelliği karbonhidrat açısından zengin yiyecekleri kısıtlamasıdır.

Ketojenik diyet nedir? Ketojenik diyet türleri:

  1. klasik tür
  2. orta zincirli trigliserit (MCT) diyeti
  3. modifiye ketojenik diyet (MKD)
  4. düşük glisemik indeksli tedavi (LGIT)

Son yıllara kadar, klasik ve orta zincirli trigliserit (MCT) diyeti olmak üzere iki tür ketojenik diyet bulunmaktaydı. Bu iki diyete ek olarak, modifiye ketojenik diyet (MKD) ve düşük glisemik indeksli tedavi (LGIT) adlı iki diyet daha geliştirilmiştir (5, 6).

Klasik diyet

Klasik diyette, kalorinin %90’ı yağdan, kalan %10’luk bölümü ise protein ve karbonhidratlardan gelmektedir.

Avantajları:

  • Normal besinler kullanılır
  • Diyetin kullanımı açısından daha çok çalışma vardır. Yaygın şekilde kullanılır.
  • Ağızdan yeterince beslenemeyen bireylerde, enteral beslenme için uygundur (Ketocal)

Dezavantajları:

  • Yüksek yağ içeriği nedeniyle öğün hacimleri küçüktür
  • Karbonhidrat ve protein oldukça sınırlıdır

MCT diyeti

1970’li yıllarda yağ kaynağı olarak MCT (medium chain triglyceride = orta zincirli trigliserit) kullanılmasıyla şekillenmiştir.

MCT, LCT (long chain triglyceride = uzun zincirli trigliserit) ile karşılaştırıldığında enerjinin kalorisi başına daha fazla keton üretilmesini sağlar. Orta zincirli yağ asidi olan MCT daha etkili bir şekilde emilir ve doğrudan karaciğere taşınabilir.

MCT diyetindeki bu potansiyel, ketojenik diyette daha az miktarda toplam yağa ihtiyaç duyarak daha fazla karbonhidrat ve proteinin tüketilmesine imkan tanır.

Geleneksel MCT diyetinde kalorinin %75’i yağdan gelmektedir. Günlük diyette alacağımız %75 yağ oranının %45-50’si MCT’lerden gelmektedir. Geri kalan %21-25 için LCT’ler kullanılabilir.

Avantajları:

  • Yağ daha az; karbonhidrat ve protein daha fazladır.
  • Öğünler daha ‘normal’ görünür.

Dezavantajları:

  • Gastrointestinal yan etkileri fazladır.
  • Her öğün/ara öğün için MCT gerekir.

Modifiye ketojenik diyet veya modifiye Atkins diyeti

Bu diyet, Atkins diyetinin modifiye halidir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, etkinlik açısından hem çocuklar hem de yetişkinlerde klasik ve MCT diyetleri ile benzer sonuçlar göstermiştir.

Serbest protein alımına izin veren diyet, oldukça düşük oranda karbonhidrat içerir ve bol miktarda yağ alımını gerektirir.

Günlük kalorinin %75’i yağlardan gelir.

Genel olarak klasik veya MCT diyetlerinin kısıtlamaları ile başa çıkamayan bireylerde kullanılır.

Avantajları:

  • Serbest protein ve esnek kalori imkanı sağlar.
  • Besinler tartılmaz, ev halkına ait ölçüler kullanılır.
  • Ketojenik diyeti zor olarak gören bireyleri diyete dahil etmenin daha kolay yoludur.

Dezavantajı:

  • Hala yüksek yağ ve düşük karbonhidrat alımını gerektirir.
  • Kalori üzerinde kontrol olmadığı için diyet yönetimi zorlaşabilir.
  • Öğünlerin oluşturulmasında daha fazla profesyonel destek gerektirebilir.

Düşük glisemik indeksli tedavi

Bu diyet, tokluk kan glukoz düzeylerindeki artışları sınırlandırmak için tasarlanmıştır.

Total kalorinin %60’ı yağlardan, %30’u proteinlerden ve %10’u karbonhidratlardan gelmektedir. Özel olarak, karbonhidrat olarak sadece düşük glisemik indeksli besinler (GI < 50) kullanılmaktadır.

Avantajları:

  • Besinler tartılmaz, basit değişimlerden yararlanılır.

Dezavantajları:

  • Hala yüksek yağ ve düşük karbonhidrat alımını gerektirir.

Ketojenik besinler nelerdir?

İzin verilen yiyecekler

  • Yüksek yağ gereksinimini karşılamak için her öğünde ve atıştırmalıkta yağlara yer verin. Kakao yağı, zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, avokado, fındık, badem, ceviz, keten, çekirdek, susam ve chia gibi yağ oranı yüksek yiyeceklere izin verilir.
  • Bazı süt ürünlerine izin verilebilir. Süt ürünleri önemli bir yağ kaynağı olabilse de, bazıları doğal laktoz bakımından yüksektir, bu nedenle sınırlandırılırlar. Ancak, düşük laktoz içeriği nedeniyle tereyağı ve sert peynirlere izin verilebilir.
  • Protein ılımlı tüketilir. Et, balık, yumurta, peynir ve serbest dolaşan kümes hayvanları diyette sıklıkla tercih edilir.
  • Nişastasız sebzelerin çoğu diyete dahildir: Lahana, pazı, karalahana, ıspanak, marul, karnabahar, brokoli, Brüksel lahanası, kuşkonmaz, biber, soğan, sarımsak, mantar, salatalık, kereviz, yaz kabağı gibi.
  • Meyveler karbonhidrat içeriği nedeniyle sınırlıdır. Bütün avokado veya avokado ile hazırlanmış guacamole gibi besinler sınırlı porsiyonlar halinde tüketilebilir.
  • Diğer: Bitter çikolata (%90 veya daha yüksek kakao katıları), kakao tozu, şekersiz kahve ve çay, şekersiz sirke ve hardal, otlar ve baharatlar diyete dahil edilebilir.

İzin verilmeyen yiyecekler

  • Tüm tam ve rafine tahıllar, unlu ürünler, yiyecek ve içeceklerdeki ilave ve doğal şekerler, patates, mısır ve kış kabağı gibi nişastalı sebzeler.
  • Evde sıkılan taze meyve suları ve hazır meyve suları dahil olmak üzere tüm meyve suları.
  • Hesaplanan gramajdan daha fazla meyve.
  • Hesaplanan gramajdan daha fazla fasulye, mercimek ve nohut gibi baklagiller.
  • Bazı programlar az miktarda sert liköre veya düşük karbonhidratlı şarap ve biralara izin verse de, diyetlerin çoğu kısıtlanır. Örnek olarak, tam karbonhidratlı şaraplar, biralar ve ilave tatlandırıcılar içeren içecekler (kokteyller, şurup ve meyve suyu ile karıştırılanlar, aromalı alkoller) gibi.

Yağlar hakkında dikkat etmeniz gerekenler

  1. Ketojenik diyette yağların; üretim, saklama ve pişirme koşullarına dikkat etmelisiniz.
  2. Okside (bozulmuş) yağlar asıl tehlikeyi oluşturur. Bu ürünlerle, piyasada karşılaşma oranınız çok yüksektir.
  3. Yağların doymuş ve doymamışlık oranlarının iyi bilinmesinde fayda vardır.
  4. Zeytinyağı gibi tekli doymamış yağlar tercih edilebilir.
  5. Tüm yağların ısıya karşı bozulma derecesi bellidir. Bu derecelere dikkat ederek pişirmeye çalışın.
  6. Zeytinyağının raf ömrü 6 ila 12 aydır. İyi kalite sızma zeytinyağı 180⁰C’ye kadar dayanabilir.
  7. Yağlar sadece ısı ile bozulmaz, hava ve ışık da yağları bozabilir. Mutfakta kullandığınız yağları ışıksız ve havasız bir ortamda saklayın.
  8. Margarinden uzak durun. Piyasada hidrojenize bitkisel yağı olarak da geçebilmekte.
  9. Pişirme sırasında tava, tencere, fırın fark etmez; 170-180⁰C’yi geçmemeye çalışın.
  10. Gıdalardaki Omega-3/Omega-6 oranlarını mutlaka öğrenin. Bu ikilinin arasındaki denge oldukça önemlidir. Günümüz diyet koşullarında Omega-3 alımımız daha yetersiz olduğu için arttırmaya, Omega-6 alımınızı ise nispeten azaltmaya yönelebilirsiniz.

Ketojenik beslenmenin yan etkileri

Ketojenik diyetin olumsuz yan etkileri kısa ve uzun süreli olarak sınıflandırılabilir. En yaygın ve nispeten kısa süreli yan etkileri yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk, bulantı, kusma, kabızlık, letarji, asidoz ve hipoglisemi olabilmekte (7, 8).

Yan etkiBunun nedeni nedir?Bunun çözümü nedir?
Kabızlık• Sınırlı lif ve posa alımı
• Yetersiz sıvı alımı
• Düşük karbonhidratlı ve posa açısından zengin sebzelerin alımının arttırılması
• Medikal posa desteğinin yapılması
• Sıvı alımının arttırılması
Aşırı miktarda keton• Diyetin yanlış uygulanması
• Yüksek oranda yağ alımı
• Diyetin nasıl uygulandığının kontrol edilmesi
• Uzman kontrolünde meyve suyu tedavisi
• LCT/MCT oranının azaltılması
Bulantı, kusma, ishal• Yağ alımının yanlış uygulanması
• Diyet başlangıcında veya rahatsızlık durumunda olabilir
• Yağın diyete daha yavaş dahil edilmesi
Besin reddi• Aşırı keton artışı
• Hesaplanın üzerinde kalori verilmesi
• Yanlış yemek seçimi
• Kalorilerin düzenlenmesi
• Alternatif menü fikirleri
Kan lipitlerinin yükselmesi• Yüksek yağlı diyet• Kan lipit profilinin düzenli olarak kontrol edilmesi
• Doymuş yağların tekli ve çoklu doymamış yağlarla değiştirilmesi
Reflünün şiddetlenmesi• Gastrik boşalmanın gecikmesi ile sonuçlanan yüksek yağlı diyet• Daha az ve sık beslenme
• Reflü önleyici ilaçların optimize edilmesi
• İleri inceleme için uzman gastrointestinal ekibine yönlendirme
Böbrek taşları• Dehidratasyon
• Bazı antiepileptik ilaçlar
• Sıvı alımı optimize edilmeli
• Ketojenik diyet tedavisi öncesinde renal ultrason muayenesi gereklidir.
• Tüm hastalar için aylık olarak idrar protein ölçümü yapılması önerilir. Arka arkaya üç pozitif sonuç, renal ultrason muayenesini gerektirir.
Metabolik asidoz• Aşırı oranda keton
• Bazı antiepileptik ilaçların kullanımı halinde kandaki pH değerinin azalmasıyla artan risk
(Topiramate, Zonisamide, Acetozalomide)
• İlaçların düzenlenmesi gerekebilir
Kemik demineralizasyonu ve artan kırık riski• Yetersiz kalsiyum
• Yetersiz D vitamini
• Kronik asidoz
• Daha önce steroid kullanımı
• Hareketsizlik
• Antiepileptik ilaçların olası etkileri
• Alternatif vitamin/mineral preperatlarının düşünülmesi
• Kemik yoğunluğunun taranması
Clinical Pediatric Dietetic: Table 16.1

Ketojenik diyet kilo verdirir mi?

Keto diyetler 1970’lerde ağırlık kaybı tedavisinde özellikle de Atkins diyeti olarak popüler hale gelmiştir (9).

Ketojenik diyetlerin ağırlık kaybı üzerindeki etkilerinin altında yatan mekanizmaları hala bir tartışma
konusudur. Ketojenik diyetin kilo verme etkisi (10):

  • Proteinlerin doygunluk etkisinin daha fazla olması
  • Diyetin mekanizmasının vücutta ürettiği ürünlerin iştah bastırıcı etkisi
  • Yağ yapım sürecinin azalması ve yağ yıkımının tetiklenmesi
  • Glikoz eksikliğinde vücudun yağlardan enerji üretmek için harcayacağı enerji yükünün daha fazla olması
  • Proteinlerin termik etkisinin yüksek olması şeklinde düşünülebilir.

Soru Cevap

ketojenik diyet nedir
Ketojenik diyet nedir?

Ketojenik diyet; enerji kaynağı olarak karbonhidratlar yerine yağların kullanılmasını tercih eden bir diyettir. Keto beslenme planı; yüksek oranda yağ, düşük oranda karbonhidrat ve orta derecede protein içerir.

Net Karbonhidrat Nedir?

Net karbonhidratlar, vücut tarafından doğrudan emilen ve kaloriye katkıda bulunan karbonhidrat miktarıdır. Toplam karbonhidrat miktarından sindirilemeyen karbonhidrat miktarının çıkarılmasıyla hesaplanır. 

Ketojenik diyet sürdürülebilir mi?

Eğer epilepsi tedavisine yardımcı olmak için ketojenik diyeti kullanma zorunluluğunuz varsa, diyetisyeninizle birlikte daha sürdürülebilir bir program hazırlayabilirsiniz. Ketojenik diyet yapma zorunluluğunuz bulunmadığında ise yan etkileri nedeniyle uzun süre ketojenik diyete devam etmemeniz önerilir.

Ketojenik diyet böbreklere zarar verir mi?

Beslenmemizde proteine yüksek oranlarda yer vermek Üre, Kreatinin ve BUN gibi değerlerde artışa neden olabilir ve bu beslenme yönteminin uzun süre devam etmesi böbrek taşı oluşumu veya kronik böbrek hastalığı riskini arttırabilir. Ketojenik diyet ile beslenmede proteinler normal beslenmeye oranla daha fazla dursa da proteinin gramajı ve alınan kalori hesaplanmaktadır. Yapılan bir araştırma diyetin, kan üre azotu (BUN) seviyelerinde küçük ama kayda değer bir artış dışında böbreklerde bir değişiklik göstermediği ve ketojenik diyetin böbrek fonksiyonunu etkilemediğini vurguladı.

Ketojenik diyet nedir?

Ketojenik diyet; enerji kaynağı olarak karbonhidratlar yerine yağların kullanılmasını tercih eden bir diyettir. Keto beslenme planı; yüksek oranda yağ, düşük oranda karbonhidrat ve orta derecede protein içerir.

Keto diyet nasıl yapılır?

Karbonhidratlar yerine yağların öncelikli olarak kullanıldığı bir beslenme planıdır. Genellikle karbonhidrat alımı 50 gramın altına düşürülür ve temel enerji yağlardan sağlanarak beslenilir. Protein alımı ihtiyaç kadardır.